Lila ismini yıllar yıllar önce duyduğumda ilerde kızım olursa adını Lila koyacağım demiştim. İyi ki Liloşum oldu.
Doğar doğmaz ağlamaya başladı Lila ve 5 gece boyunca hep ağladı. Ben daha ilk gece herkes evinde kalsın, biz halledeeiz derken. Gecenin bir körü annemi apar topar eve çağırdım. Çağırış o çağırış uzunca bir süre çıkamadı benden zaten. Kardeşim, kayınvalidem ve annem ilk 40 gün dönüşümlü kaldılar bizimle.
Kesin bu çocukta bir şey var diyordum. Bir rahatsızlığı, hastalığı vardı bence. Neden ağlanır ki bu kadar?
Aslında bir şeyi yoktu hafif sarılığı başlamıştı sadece. 5. günü gecesi artık çocuğun ağlamaktan sesi kısılınca ve sinirlerimiz daha fazla dayanamayınca aldık acile gittik. Hemen sütümün olup olmadığına baktılar. Sütüm yetmiyordu! Peki neden bizim aklımıza gelmedi aç olabileceği? Çünkü hep mememdeydi. Gündüzleri bir sorun yoktu emip uyuyordu. İnanılmaz acemiydik vs. Meğer gece daha çok acıkırmış bu bebek milleti. Mamayı verdiler hastanede nasıl içti anında yavrucağım.
O kadar beslenememiş ki sarılığı artmış o iki günde, çişi kristalize olmuş. Bunları da öğrendikten sonra rahat rahat ağlayabilirdim artık.
Nasıl ağlıyorum nasıl ağlıyorum gözlerim patlayacak. Nasıl sütüm yetmez, nasıl çocuğumun aç olduğunu anlamam? Vicdan azabından ölücem.
Amerikan Hastanesinin emzirme uzmanından randevu aldık (böyle bir şey varmış meğer, tecrübesiz anneler için faydalı bence). Doktor gelene kadar bekleme odasına aldılar bizi. Odadaki manzara enterasandı. Sütünü sağanlar, benim gibi emziremeyip ağlayan yeni anneler, o yeni annelerin yanlarında çaresiz anneanneler, gözünü zar zor açmaya çalışan dünyadan habersiz bebekler.. Odada hepimiz ağlıyoruz. Yere bakıyoruz ağlıyoruz, birbirimize bakıyoruz ağlıyoruz, bebeğimize bakıyoruz ağlıyoruz. Arada birimiz dışarı çıkıyor, yüzüne su vurup tekrar içeri giriyor. Ama bana iyi geldi o oda. Yalnız olmadığımı hissettim, sadece ben değildim çocuğumu besleyemeyen. Hepimiz aynı şeyleri yaşıyorduk, hepimiz aynı şeyleri hissediyorduk. İyi ki o odada beklemişiz doktoru. (Tabi arada gözüm şişelerce süt sağabilen annelere takılınca moralim de bozuldu. O şişelerce sağdıkları süt de neydi öyle?)
Neyse girdik doktorun odasına. Memelerime baktı, sütyenime baktı. Beğenmedi başka al dedi. Sorular sordu. Bana bir program çıkarttı. Şöyle emzir, önce emzir, sonra sağ sütünü, sol memeni şu kadar sağ, diğer memeni bu kadar dakika sağ. Şu ilacı kullan. Sonra şu kadar mama ver gibi şeyler söyledi.
Hemen bir hastane tipi pompa kiraladık ( Medela ). Oldu mu bizim ev bir mandıra. Bu pompaları bilenler bilir, ne kötü bir histir memenin bir makina tarafından sağılması. Bir de güçlü çekiyor ki, mememi kopartsa o da rahatlayacak ben de rahatlayacağım.
Eve doldurdum malt içecekler, rezeler, anne çayları, vitaminler. Batu’nun anneannesi şişe şişe komposto yolluyor bize. Çöllerde kalmışçasına su içiyorum. Bir de yiyorum maşallah hem tatlı hem tuzlu..
Her şey hazır ama Lila mememi almıyor. Bir gün önce mememi bırakmayan çocuk şimdi yüzüne bakmıyor. Bu muydu yani biberona alışma hızı. Zaten o beş gün boyunca harap olmuşum emzirmekten. Şimdi de zorla emzirmeye çalışıyorum. Belki yeterince çalışamıyorum da. Rahat değilim. Emzir baskısı her yerde. Çocuk emmek istemiyor, memelerim acıyor, sütüm az, uykum var, yorgunum, şaşkınım, çalışmadığım yerler bunlar.. Derken bıraktım çabalamayı. Başladım üç saatte bir pompa yapmaya. Hastane tipi pompamla ilişkimiz çok sıkı fıkı. Azıcık süt çıkıyor zaten (emzirmiyorum ya ondan 🙂 bunu demeyen bir siz kaldıysanız siz de diyin de tam olsun:)) Bir yandan da mama veriyorum. Durumu kabullenince ve yavrucuğum da karnını doyurunca rahatladım.
Peki onca içecek, vitamin, su bir işe yaradı mı derseniz, hayır yaramadı. Bir tek emzirme uzmanının önerdiği ‘fenugreek’ içeren vitamin takviyesinin faydasını gördüm. Bir miktar arttırdı sütümü. Fenugreek çemen otu oluyor. Leş gibi kokuyorsunuz bunu da kullanırken :). Türkiyedeki eczanelerde bulamamıştım, Amerikadan sipariş vermiştik. İlgilenenler Amazon ‘dan sipariş verebilir (doktorunuza danışınız). Bunun dışında da düzenli sağma/emzirme mutlaka ki en çok sütü arttıran şey.
Yaman doğmadan önce sütten ağzı yanan misali hemen koydum bir kutu mama dolabıma. Bir de biberon. Susmamacasına ağlarsa vereceğim direkt. Derken Yamancık doğdu. Üçüncü akşam başladı kıyametleri koparmaya. Yine hemen açtır demedim. Onu yaptım olmadı bunu yaptım olmadı. Hop verdim mamayı. Upuzun, huzurla uyudu. Allahım tecrübe gibisi var mı dedim kendime :). Memeyi de bırakmadı. Lilada panikten önümüze gelen ilk biberonu kullanmıştık. Belki de o yüzden biberona bu kadar kolay alışmıştı. Yaman’a Dr. Browns marka biberon kullandım. Biraz büyüyünce Twistshake ’lere geçtik. Bu kadar renkli, eğlenceli ve bir o kadar da kullanışlı biberon görmedim dah önce.
Hep önce emzirdim sonra mama verdim. Ama Lilada sağarak 6. aya kadar idare eden sütüm. Yamanda 3. ayda kesildi. Yani çok da şeyetmemek lazım. Olmuyorsa olmuyor. Üzülme sevgili emziremeyen ya da sütü az olan anne. Senin çocuğun da sağlıklı boşver. Gönlümüz isterdi emzirmeyi ama ne yapalım şimdi? Dezavantajlarını değil de avantajlarını düşünelim biraz da.
Ama sen sen ol anne adayı. Emzirme videoları izle, gerekirse emzirme danışmanına danış doğurmadan önce. Herkesin sütü hemen gelmeyebilir, yanlış emziriyor olabilirsin memen yara olmasın, sırtın kolun ağrımasın, öğren yöntemlerini.