İKİNCİ HAMİLELİK

Lila 17 aylık oldu. Gerçekten abartmıyorum çok zor bir çocuk.Her şeye karşı son derece temkinli ve de tepkili. Yanına kimseyi yaklaştırmaz. Yanından uzaklaşmama asla izin vermez. Yürümeyi bir yaşındayken öğrenmesine rağmen 15 aylık olana kadar dışarda adım atmadı. Yemek yemesinden bahsetmek bile istemiyorum. Her öğünde stres yaşıyorum, yemesini beklerken saçlarım ağardı masada. Allahtan kendi kendine uyumayı öğrendi, bir tek o konuda rahatım.Şu son 1,5 sene nasıl geçti anlamadık Batu’yla. Bütün zorluklarıyla müthişti hamilelik, doğum ve Lila. Zordu mordu ama hayatımın en güzel kısmıydı.

Günler geçip giderken ben bir süredir regl olmadığımı fark ettim. Zaten hiçbir zaman düzenli olmadım (bakınız PCOS) ama ben yine de  şüpheye düşmüştüm.

Sabah Lila’nın ‘anneeeeğğ’ sesiyle uyandım, aldım Batunun yanına koydum onu ve yüzümü yıkamaya gittim. İçim içimi kemiriyor ya hamileysem diye. Yüzümü yıkarken cildimdeki lekelerim koyulaştığını fark ettim. Çillerimin yanında bana sırıtıyorlardı. Lilaya hamileyken de sırıtmışlardı. O an bile kalbim küt küt attı. İlkinde olduğu gibi bunda da test yapmak istemedim ama bu sefer çift çizgi görmekten korkuyordum. Sonra evde eskiden kalma, ilk hamileliğimi test etmek için almış olduğum testleri buldum. Yaptım testi ama ölücem stresten. Ellerim buz gibi, kalbim ağzımda. Allahım çıkıyor ikinci çizgi, valla çıktı. Boku yedik! Peki ben niye gülümsüyorum? Salağım kesin. Batu çok bozulacak. Lilaaa? Canım, küçük, hassas, ilgi isteyen, bana bağımlı kızım ne olacak? Herkese nasıl söyleyeceğim, kimse sevinmeyecek.. Gibi düşüncelerle bakıyorum test çubuğuna. Ama hala suratımda anlamsız sırıtış.

Gittim Batuya haberi verdim. İnanmadı! Batu böyle inanmak istemediği şeylere biraz zor inanır. Remzi Bey’den randevu aldım. Ne olup bittiğini bir görelim istedim. Gittik tabi kese mese yok daha ortada. Hemen beta hcg için kan verdim ve çıktık hastaneden. Batu hala inanmıyor. Sonra evde stresli bekleyiş. Ben hamileyim biliyorum ama Batu moralimi bozuyor, depresyona girdi resmen. Nasıl ikna edeceğim? Hayatta aldırmam çocuk falan. Bu kadar biliyorken bütün evreleri, onun kalbinin attığını, bu kadar yeni bir anneyken, bu kadar çocuk severken, ayrıca ilerisi için de Lila’nın hep kardeşi olmasını isterken imkansız aldıramazdım bebeğimi.

Sonuçları kontroldeyim devamlı. Sonunda çıktı, hamileyim. Remzi Bey’le de görüştüm on gün sonraya çağırdı. Batu hala inanmıyor! En sonunda Batu gerçekten hamile olduğuma ikna olunca stres büyüdükçe büyüdü bizim evde. Tartışmalar, kavgalar, ağlamalar.. Kestirip atamıyorum da doğurucam diye. Onun da benim gibi durumu kabullenmesini ve istemesini istiyorum. Savaşım bu yüzden. Yoksa ben tek başıma yapmadım bu çocuğu. Beden de benim, zorla götürecek hali yok beni çocuk aldırmaya. Ama işte istesin istiyorum, ‘tamam yapalım bu çocuğu, merak etme altından kalkarız bir şekilde üzülme’ desin istiyorum.

Yaklaşık bir hafta Nuh dedi peygamber demedi gaddar. Bu sırada haberi herkese verdik tabi. Sevinen de pek olmadı. Herkes şok, ‘nasıl olacak, nasıl yapacaklar, Lila çok küçük, gerizekalı mı bunlar, insan hiç korunmaz mı’  diyorlardı  büyük ihtimalle.

O kabus bir haftanın sonunda Batu bir şekilde ikna oldu. Yemin ederim Kuran’dan ayet falan bulup okudum ona. Çaresizlikten bu durumu yaşamış insanlar aradım google’da. Bir örnek buldum; aynı bizim hikaye, adam önce istememiş sonra ikna olmuş ama kadının karnında 8 aylıkken ölmüş bebek. Kadın da kocasını suçlamış hep boşanmışlar vs sonra googlelamayı da bıraktım.

Yavaş yavaş normale dönmeye başladık. Ama maddi manevi zorlukları hep aklımızın bir köşesinde. Ben hamileliğin tadını Lilayla uğraşırken pek çıkartamıyorum. Lila yemek yemiyor, dışarda kucak istiyor sık sık. Yine kasık ağrım var biraz. Bu sefer midem de bulanıyor hafiften. Derken geçti ilk üç ay.

Lila 18. aydan sonra yavaş yavaş rahatlamaya, daha sosyalleşmeye başladı. Bu sefer zaman nasıl geçiyor hiç anlamıyorum. Lilayı sık sık dışarı çıkarmaya çalışıyorum, çok yoruluyorum ama onun hayatında değişiklik olsun istemiyorum.

Yine 13. haftada cinsiyeti öğrenmeye gittik. Gönlüm erkekten yanaydı. Batu kız olsun diyordu. Ama aslında gerçekten ikisine de aynı derecede mutlu olurduk.Ve pipi gözüktü ekranda. Daha doktor erkek demeden Tuğbayla birlikte bir çığlık patlattık ‘pipiiii’ diye 🙂 Merhaba oğlum.

img_1788
İki bacak arasında pipisi 🙂 Alttan çekim.

Görüştüğüm pedagog Lilaya henüz söylemememiz gerektiğini söyledi. Son aylarda karnım iyice belirginleşince söyleyecektim. Kafasının karışmaması ,uzun süre ‘ne olacak’ diye strese girmemesi için söylemedik ama ne kadar dikkat etmeye çalışsak da yanında bazen konuşuluyordu. Lila için herkes üzülüyordu hafiften. Batu sık sık ‘canım kızım’, ‘ilk göz ağrım’ demelere başladı.

img_1681
Liloşumla gezmeye devam etmeye çalışıyorum.
img_1680
Son haftalar

 

 

Yine karnım küçüktü ama bu sefer yayvan değil toparlak olduğu için daha belliydi. Son iki ay kala artık Lilayla her şeyi konuşuyordum. Kardeşi doğunca yapacaklarımızdan bahsettik hep. Ona hazırlayacağımız boş odaya girip orda konuşuyorduk. Yatağı nereye koyalım, dolap nerde dursun diye ona sordum hep. Böyle hayal kurmayı çok sevmişti. Eve gelen herkesi o odaya götürüp anlatıyordu hayallerimizi. Devamlı kardeşle, paylaşmakla alakalı kitaplar okuduk. Heyecanlanıyordu bebeğim.

7,5 aylık hamileydim Liloşum 2 yaşına girdiğinde. Çok güzel bir doğumgünü partisi yaptık. En güzel hediyesi karnımda büyüyordu.

img_1366img_1682

 

 

 

Son aya girdiğimde koca karnımla ve Lilayla evde çok yoruluyordum artık. Yaman’ın odası, eşyaları, hazırlığı da bu aya kalmıştı. Gün içerisindeki o yorgunluktan sonra en sevdiğim şey koltuğa uzanıp bebeğimle baş başa kalmaktı. Hamileliğim boyunca onunla yeterince iletişimde olamadığım için üzülüyordum. Sürekli hareket ve yetişememe halindeydim. Bu yüzden akşamları o tekmeleri, hareketleri hissetmek, izlemek beni çok mutlu ediyordu.

38+2’de doğurmuştum Lilayı, bu sefer o günde yine biraz heyecanlandım fakat daha bekliyorduk. Nst’de hafif sancım çıkmıştı ama sonra normale dönmüştü her şey.

Derken geldik 39. haftaya. Batu Lilayı yatırmaya odasına gitti. Neden uyumuyor ki? Bir türlü bırakmadı babasını. Koltukta her zamanki yerimde oturuyorum. Bir şey tık etti, şişenin tıpası açıldı sanki, sıcak sıcak hissettim suyu. İlkiyle aynı his, aynı mutluluk. Zıplamak, koşmak, geliyooor diye kahkahalar atmak istiyorum ama Lila uyumaya çalışıyor. Batuya da söyleyemiyorum.. Kendi kendime bir sevindim önce. Sonra doktorumu aradım.  Hazırlan, duşunu al acele etme ama sabahı da bekleme ikinci doğum kolay ve hızlı olabilir dedi. Lilayla kalması için kayınvalidemi aradım. Ardından anneme, kardeşime hazırlanın siz de dedim. Neyse Batu çıktı odadan. ‘Aşkım suyum geldi’ dedim. Bana ’emin misin?’ dedi. Allahım yine inanmıyor. Eminim tabi ki! O kadar hazır değil ki doğurmama ‘bir iki gün daha içinde tutamaz mısın?’ diyecek nerdeyse. Neyse aldık valizimizi ve bindik arabaya..

Comments

  1. Seçil Koçak says:

    Farklı hayatlar benzer şeyler çok güzel anlatmışsın Yonca’cım devamını heyecanla bekliyorum❤❤???

    1. yonca says:

      Hepimiz nasıl da aynıyız 🙂 Çok teşekkürler Seçil.

  2. Beliz faber says:

    Yoncacıgım severek takipteyim seni ve ışıltılı aileni. Sizi sanki yıllardır tanıyormusum gibi hissediyorum. Sevgilerimle.

    1. yonca says:

      Şimdiseni okuyacağım ben de. Çok sevindim böyle hissetmene, karşılıklı samimiyetten kaynaklanıyor bu hisler, aynı ben de senin için böyle düşünüyorum.

  3. Nihan Sahin says:

    Allahım devamı için ölebilirim ? aynı senaryoyu yasamış olmama ragmen 🙂 sevgiler ❤

  4. Yine keyifli okudum, keyifle okudum 🙂

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir