The Land of Legends gerçekten de efsane bir otel. İçeri girer girmez büyülendim diyebilirim. Su parkları, mimarisi, aquapark’ı, deniz hayvanları ve enerjisiyle masal diyarı gibi bir yer.

Lila kaplan göreceği için çok heyecanlıydı. Önce kaplanı sonra penguenleri ziyaret ettik. Ordan hemen bembeyaz kumların ve turkuaz suların kenarında bulduk kendimizi. Sanki bambaşka bir yer, tropikal bir ada gibiydi.
Otelin içi yine etkileyiciydi. Kaydıraklı bir çocuk kütüphanesi vardı. Bizimkiler çok sevdiler. Kütüphanenin içinde bir dijital akvaryum var. Boyama kağıtlarındaki balıkları boyuyorsunuz ve yandaki ekrana yerleştiriyorsunuz, balığınız hop akvaryuma düşüyor. Epey eğlendik ?.

Barın hemen yanında bir sürü harika oyuncakların olduğu bir alan var. Orda çocuklar oyunlar oynayabiliyor.
Diğer tarafta küçük küçük şirin evler var. Merak edip baktığımda bebek uyutma odaları olduğunu gördüm. İçinde emzirme koltuğu, alt değiştirme yeri ve yatak var. Müthiş düşünülmüş kesinlikle.
Otelde konaklamadığımız için odaları görmedik ama öncesinde incelediğim kadarıyla çocuklara yönelik ve şahaneler. Otelin önünde boydan boya bir nehir var. Sandallara binip gezebiliyorsunuz. Tam ortada ihtişamlı bir at heykeli, sağlı sollu şato yapıları, mağazalar, cafeler var.

Bu kadar küçük yaş grubu çocukla bir günde keşfedilmesi biraz güç olduğu için biz soluğu yunus gösterisinde aldık.
Muhteşem bir gösteriydi. Çocuklar ayrı biz ayrı etkilendik. Çocuklar ya da siz yunuslarla yüzebiliyorsunuz, dalış yapabiliyorsunuz. Hepsi son derece büyüleyici. Hem Lila’nın böyle şahane bir deneyim yaşamasını istiyordum hem de içim rahat etmiyordu aslında ama etkilenmemek mümkün değildi.

Bütün hayvanların doğal ortamında yaşamasını istiyoruz. Hayvan haklarına saygı duyulmasını istiyoruz, hayvanları çok seviyoruz ama çocuklarımızı hayvanat bahçesine, akvaryumlara, sirklere ya da böyle gösterilere götürüyoruz. Çünkü sevdikleri hayvanları gerçekten görmeleri, mutlulukları, heyecanları bizi sevindiriyor. Ben sonrasında bu konuda bundan sonra daha dikkatli olmaya, çocuklarımı da bu yönde bilinçlendirmeye çalışacağım.
Ve sonunda karnımız acıktı. Otelin işleyişi yarım pansiyon şeklinde. Etrafta dondurmacı, restoranlar, yiyecek standları, akvaryumlu özel restoranı var. Biz koştuk ilk bulduğumuz restorana. Fast food bir şeyler aldık. Girişte bileğinize taktıkları bilekliğe deskler’den para yükleyip içerde onunla yiyip içebiliyorsunuz. Yemek içmek de biraz pahalı. Rixos’un açık büfesinden sonra pek kesmedi bizi ?.
Akşam otelimize geri döneceğimiz için etkinlik, gösteri neler oluyor bilmiyorum. Fakat otelin bir kids club olayı yok gördüğüm kadarıyla.
Land of Legends harika olmuş ama tam anlamıyla keyfini çıkartmak için çocukların biraz daha büyümeleri gerekiyor bence. Ama günübirlik girme şansınız varsa kesin gidin derim. Bayılacaksınız.