KARDEŞLİK

Lilayı hamileliğim boyunca kardeş fikrine alıştırmaya çalıştım. Önce ona karnımda bir bebek olduğunu, bebek büyüyüp artık karnıma sığmayınca da ona yapacağımız odada bizimle yaşayacağını anlattım. Başlarda hiç umursamadı ama zamanla ona aldığım kardeşlikle ilgili kitaplarını okumamı ister oldu. Bebek ile ilgili konuşurken dikkat kesilip, konuşmaya katıldı.Kardeş temalı kitaplar, oyunlar..Son zamanlarda her gün ama her gün yapacaklarımızı konuştuk. Onu Lilayla beraber yıkayacaktık, sütünü Lila içirebilirdi, yemeğini de bazen Lila yedirecekti. Hatta altını değiştirmeme yardım bile edebilirdi.
Lila heveslenince oyuncak bebeğini kardeş yaptık. Onu uyuttuk, yedirdik, sevdik.. Küçük bir anne gibiydi.
Yaman’a yapacağımız boş odaya giriyorduk ve orda konuşuyorduk sık sık. Lila o odayı çok sevmişti. Ona soruyordum ‘Sence yatağını nereye koyalım kardeşinin?’ ‘Dolabını nereye koysak?’. Hepsini gösteriyordu, ben de onaylıyordum. Eve gelenleri o odaya götürüyordü ve anlatıyordu hayallerimizi.
Mobilyalar geldikten sonra da beraber yerleştirdik içlerini.
Bütün bunlar olurken Lila dışarda gördüğü bebekleri birden sevmeye, onlarla ilgilenmeye başladı. Sanırım doğru yoldaydım.
Yine de içim çok rahat olamıyordu. Yaman doğduktan sonra yanlış bir davranışta bulunup Lilayı incitmek istemiyordum. Bu yüzden iki küçük çocuk sahibi bütün arkadaşlarımı aradım, hepsine sorular sordum. Bir pedagogla görüştüm. Bana söyledikleri bağzı önemli kısımları yazıyorum ki siz de faydasını görün. .                                                                     1- HASTANE
▪️Büyük kardeş hastaneye anneyi ve bebeği ziyarete geldiğinde yenidoğan annenin kucağında/memesinde olmasın.
▪️Anne yorgunsa, ağrısı çoksa çocuğu gelmeden kendini toparlamaya çalışsın. Bir ruj bile sürseniz olabilir.
▪️Çocuk hastaneden ayrılırken gitmek istemezse, ağlarsa bebeği de bir süreliğine bebek bakım odasına yollayabilirsiniz.             2- EV
▪️Mümkünse çocuğunuzla iyi anlaşan bir yakınınız bir süre size yardımcı olsun. Sizin vaktiniz çoğunlukla emzirmekle, dinlenmekle geçecek. Bu alışma sürecini iyi yönetirseniz sonrası daha rahat geçecektir.
▪️Bebeği çocuğunuzdan asla sakınmayın. Merak etmeyin hiçbir şey olmaz. Sevsin, öpsün, sarılsın. Sertleşirse, çok sıkıştırırsa sakın kızmayın, bebeği kaçırmayın. ‘O daha çok küçük, canı acıyabilir’ ‘canı acırsa çok üzülürüz, yavaş sevelim’ ‘bak böyle yavaşça ayağını sevdiğinde çok mutlu oldu, gördün mü’ gibi cümlelerle ona bebek nasıl sevilir öğretelim.
▪️Çocuğunuzun normal sosyal yaşantısını devam ettirebilmeniz de çok önemli. Eskisi kadar sık olmasa da mutlaka sosyalleşin. Ya da babasıyla, anneannesiyle, babaannesiyle vs sosyalleşsin. Rutini bozulmasın.
▪️Yine mümkün olduğunca çocuğunuzla başbaşa vakit geçirmeye çalışın. Bunlar sizin özel anlarınız olsun.
▪️Kıskandığı zaman kıskanmasının normal olduğunu söyleyin. Ben Lilaya ‘Eğer kıskanırsan bu çok normal, hemen koş bana sarıl.’ diyorum. Daha hiç koşup sarılmadı ama kıskandığı için kendini suçlu hissetmeyeceğini biliyorum.
▪️Ve son olarak hiç ama hiç bir zaman iki kardeşi kıyaslamayın. ‘Bak kardeşin ne güzel yiyor’ ‘Bak ablana hiç yaramazlık yapıyor mu’ gibi rekabet yaratacak cümlelerden uzak durun.
▪️Kardeş doğduktan sonra bir süre gerileme yaşayabiliyor çocuk. Bu nedenle tuvalet eğitimi, emzik/biberon bırakmak çok mümkün olmayabilir. Biraz erteleyebilirsiniz. Aynı zamanda uyku gerilemesi (bunu yaşadık Lilada) görülebiliyor. Çocuk tekrar anne babayla yatmak isteyebiliyor, hiç uyumak istemeyebiliyor, gece uyanabiliyor. Tekrar bebeksi konuşmaya başlayabiliyor, bebek gibi davranabiliyor. Yine bu dönem okula başlamak için de pek iyi bir dönem değil. Kardeşlerin birbirini kıskanması çok normaldir. Hatta hiç kıskanmamasının iyi bir şey olmadığını biliyor muydunuz?              Fakat bunun dozu, normal sınırlarda kalabilmesi çoğunlukla anne babanın tutumuyla ilgili. O yüzden iş sizde bitiyor. Bizim hikayenin devamına gelicek olursak, suyumun geldiği gece babaannesi Lilayla kalmak üzere bize geldi. Biz çıkarken o uyuyordu. Sabah bizi sormuş, Yaman’ın doğduğunu öğrenmişti.

Ben çok heyecanlıydım büyük buluşma için. Herkesin de en merak ettiği Lilanın kardeşini gördüğünde ne yapacağıydı.

Ve Liloşum hastaneye geldi. Ben Yaman’ı yatağına koydum. Batu hastanenin kapısına Lilayı karşılamaya indi. Dın dınnn kapı açıldı ve o tatlı sırıtışıyla Lila içeri girdi. Hemen hasta yatağına oturmak istedi. Lilayla beraber yatağa oturduk, ‘kardeşinle tanışmak ister misin?’ dedim.                                            Yaman’ı inceledi, sevdi. O kadar nazik davranıyordu ki ‘Kucağına almak ister misin?’ diye sordum. Büyük bir sevinçle kabul etti. Koydum bir yastık bacaklarına ve Yaman’ı yerleştirdim üstüne. Onu sevdi, öptü, sarıldı.. Dünya dursun istedim. Bu, doğumdan sonraki en mutlu andı hayatımdaki. Lilaya inanamıyordum. Nasıl bu kadar tatlıydı?
Sonra Yamanı koyduk yatağına ve kardeşinin ona hediyesi olan büyük lego evi gösterdik. Baktı, sevindi, ama hastane yatağı daha eğlenceliydi.  İnip kalkan, katlanan yatakla oynadı. Biraz da lohusa şerbeti içti :). Sonra sıkıldı bize el salladı ve yine babaannesiyle gitti.Yaman ve Lila ilk tanışmadan bugüne video

İlk tanışmadan bugüne Yaman ve Lila video linki

Ertesi gün biz de yanına eve döndük. Bizi büyük bir sevinçle karşıladı. Yaman’ı yine kucağına istedi. Yine aynı naziklikle, sevinçle sevdi.
Ben Yaman her uyuduğunda Lilayla oynamaya çalıştım hep. Emzirirken öteki kolumun altına da Lila giriyordu. Uyuturken yanımda durmak istiyordu. Hepsine izin verdim ve hepsinden keyif aldım.
Bazen Yamansız olmak istiyordu, emzirmemi istemiyordu, severken hırçınlaşabiliyordu. Hepsini anlayışla karşılamaya çalıştım. Eğer Lilayla yeterince ilgilenebilirsem kıskançlık çok daha az oluyordu. Ben de hep öyle yaptım. Allahtan Yaman da uslu bir bebek ve buna müsaade ediyor.
Kardeşlik muhteşem bir şey. Şimdi bakıyorum Yaman ağladığında Lila üzülüyor, uyandığında ‘kardeş uyandııı’ diye ilk odasına koşan hep Lila. Dışarı çıktığımızda ‘kardeşimi özledim’ diye eve dönmek istiyor. Yamanın ise Lilayı gördüğünde gözleri parlıyor. İlk gülmeye başladığından beri devamlı Lilaya gülüyor. Lilanın sıkıştırmalarına bile sesini çıkartmıyor :). Bense onlara bakıp sadece mutlu oluyorum. Zaten mutluluk hep maneviyatta değil mi?

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir